Beyaz

Şubat 15, 2016

Dışarıdaki buz gibi havanın ciğerlerime dolmasıyla kendime geldim. Hava, nefes borumdan geçerken boğazımı yakıyordu soğukluğuyla. Kollarımın üzerindeki ağırlığı taşımayı bırakmış ve uyuşmaya başlamıştı. Yavaşça bedenimi kollarımın üzerinden kaydırarak sırtüstü pozisyona geçtim. Vücudumun altında ezilen karın yumuşaklığını hissedebiliyordum. Bir dakika! Kar mı? Ben en son odamda, sıcacık yatağımda uykuya dalmayı bekliyordum yanaklarımdan süzülen birkaç damla gözyaşıyla.
   Ayağa kalktım yavaşça. Etrafıma bakındım. Her yer bembeyazdı. Ne bir bina gözüküyordu, ne bir insan. Sanki bir anda buzulun ortasına düşüvermiş gibiydim. Annemler, arkadaşlarım. Merak edeceklerdi beni. Hayır etmeyecekler. Bana hiç birinin ihtiyacı yok. Bensiz çok daha iyiler, mutlular. Etraflarında onları üzen bir insan olmayacağı için mutlu bile olmuşlardır belki. Aslında bensiz olmaları daha iyi. Onlardan uzak kalabilirim. Hatta şu anda da kaldım. Ama ne olursa olsun yalnız kalmak korkutuyor insanı. Hele ki kimsenin ya da hiçbir şeyin olmadığı bir yerde yalnız kaldıysanız iyice panik olabilirsiniz. Benim gibi…

   Koşmaya başladım. Buz gibi hava yüzüme tokat atar gibi yapışıyordu. Yağan karların suratıma vurmasıyla, suratım kıpkırmızı olmuştu. Ama buradan kurtulmalıydım. Korkuyordum. Gücüm tükenmeye başlamıştı. Sonsuzlukta koşmak gibiydi. Ne kadar koşarsam koşayım kendimi yine aynı sonsuzlukta buluyordum. Yine her yer bembeyaz. Yine her yere ölüm sessizliği hakim…

2 yorum:

  1. çok ama çok güzel bir yazı bu ya. yalnızlık kar valla kendimi karın içinde hissettim. hadiiii yaza az kaldıııı raatlıycaaan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim ^-^ Yazdım bi kaç şey de şu ygs geçsin en azından yazıcam biraz biraz

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.