Kamp Hayatı

Eylül 04, 2017
   Yıllardır annemlerden dinlediğim kamp hikayeleriyle büyüdüm. Onların gençken nasıl kamp yaptıklarını, uyku tulumunda yıldızlara bakarak uyuduklarını. Ben de yapmak istedim bunu. Ağaçların altında yıldızlara bakarak uyumamının nasıl bir şey olduğunu, toprağın üzerinde, ne kadar sert olursa olsun, yatsan bile geçirdiğin gün sonunda bunun umrunda nasıl olmadığını anlamak istedim. İşte bu yüzden de kampa gittik beraber, ailecek. 

   Açıkçası, filmlerde, dizilerde ya da fotoğraflarda (yandaki gibi) gördüğüm şekilde bir kamp beklemişti. Kimsenin olmadığı güzel koylara gidip deniz kıyısında ateş yakacaktık. Bizim dışımızda kimse olmayacak ve yaktığımız ateşin çıtırdıları eşliğinde gökyüzünü izleyecektik.

   Ama maalesef, bu kadar kalabalık sağolsun bakir bir koy bulamadık. Her yer ya "beach club" olmuş ya da yürüyecek de olsa inilemeyecek kadar dik kayaların altında kalmış. Tabi biz de çareler tükenmez diyip ilerlemeye devam ettik ve böylece kendimize küçük bir seçenek bulmuş olmuş olduk. Adaya ulaşım sağlayan küçük tekneler sayesinde küçük bir adaya gittik. Evet, belki de bütün o geçtiğimiz koylardan güzel değildi denizi ya da etrafı. Ama çadırımızı kurabilecek, ateşimizi yapabileceğimiz bir yer bulduğumuz için şanslı saydık kendimizi. 

   Her şeye rağmen benim için güzel bir deneyim oldu ama. Google'da "kedi ferdi" diye aratırsanız gitmiş olduğum yerine sahibi ile ilgili bilgi de edinebilirsiniz. Gerçekten ilginç bir insandı ama adaya çekicilik katan taraflardan biriydi kesinlikle. Bütün o fotoğraflara, filmlere, dizilere rağmen hayalimdeki çadır deneyimini yaşayamasam da gerçek halini de bir o kadar sevdim. Çadırın içinde uyanmak, akşam bütün o ağaçları, kuşları dinleyerek uyumak, denizin her zaman yanı başında olduğunu bilip yüzünü yıkamak için denize girmek her şeye bedel oldu benim için. 

Çadırımız
   Birçok kişinin aklında oluşan çadırcı imajı yıkılmalı artık diye düşünüyorum. Çünkü gerçekten doğayla beraber olmak, onu dinlemek, onunla yaşamak bambaşka bir şey. Sadece deniz kıyısında oturup mangal yakıp etrafı kirletmekten ibaret değil.
Adanın uzaktan görünümü

   

14 yorum:

  1. ne güzelmiş. bakayım, kedi ferdi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak, bak. Yorumlar çok güzel hakkında :)

      Sil
  2. hiç duymamıştım o adayı. not aldım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle gidilip görülmeli, tamamen sana aitmiş gibi ^-^

      Sil
  3. Vaay, kampları bende hep merak etmişimdir belki ileride bende gidebilirim. Yazını okurken gidebilsem diye istedim açıkçası. ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkes kesinlikle bir gün kamp hayatı yaşamalı ^-^ Öyle bir izlenim uyandırabildiysem ne mutlu bana :)

      Sil
  4. Ne güzel bir yermiş Ahh keske orda olsam:)
    Bende seni takibe aldım canım.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok güzeldii :)
      Hoşgeldin ^-^

      Sil
  5. Doğada nefes var. Sıkışıp kaldıkça beton yığınlarına, hisler dahi beton tutmaya başlıyor. Ne güzel yapmışsınız.
    Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten çok haklısınız. Doğa rahatlatan tek yer :)

      Sil
  6. Bende aynı sizin düşüncenizdeyim fakat böceklerden nefret ederim bu yüzden de nasıl kamp yapacağım hiçbir fikrim yok :D

    takibinize döndüm.Emeğinize sağlık!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün çadırlarda tül şeklinde bir kapı olduğu için içine böcek girmiyor, yoksa ben de pek hoşlanmam böceklerden :D o konuda içiniz rahat olsun ^-^

      Hoşgeldiniz :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.