Erken Emeklilik
Değişik bir başlık oldu dışarıdan bakınca aslında. Ama ben bu "terimi" yıllardır kullanıyorum kendim için. Ben evimde erken emeklilik yaşıyorum. Kuş cıvıltılarıyla uyuyup gökyüzündeki yıldızlara bakarak uyuyorum. Günümün çoğunu bahçeyle ve köpeğimle uğraşmaya adıyorum. Geri kalanında da puzzle yapıp kitap okuyup piyano çalıyorum.
Tabii bütün hayatım böyle geçmiyor. Maalesef ki sadece yazlarım bu şekilde - ki bu yazım da öyle değil, şu anda hala okuldayım. Ama yine de bunları az da olsa yapabiliyorum. Yaşadığım yer öyle ki etrafımızdaki bütün komşularımız belirli yaşın üzerinde. Pek bir arkadaşım yok yani anlayacağınız. Var ama birkaç tane ve denk gelemiyoruz çoğu zaman. Ben de bütün bunlardan ev kuşu oldum diyebiliriz. Evden çıkmak yerine bütün gün evde kalıp o şekilde vakit geçirmeyi tercih ederim diyebilriim. Biliyorum, 60 yaş konuşması yapıyorum. Ama ne yapayım, cidden seviyorum.
Her akşam dışarı çıkıp o kadar para harcamak yerine olduğum yerde kalmayı tercih ediyorum. Dizi izliyim, yazı yazıyım, müzik dinliyim. Hayatım bunlar benim neredeyse. Ama bu dışarı çıkmayı sevmediğim anlamına gelmiyor tabii ki de. Dışarı çıkmayı da seviyorum. Ama kalabalık bir yere gideceksem üst üste gidemem mesela. Fazla gelir. Daraltır beni. Dışarıya çıktığımda da sakin yerlere gitmeyi seviyorum. Evet, bıktınız benden şu anda. Sanki 60 yaşında birisinin blogunu okuyorsunuz gibi hissettiniz değil mi? Biliyorum, bitirdim zaten şu anda. Sonlandırmadan önce size küçük bir şarkı önerisinde de bulunayım. Evde olduğunuz zamanlarda tam açıp dinlemelik:
Scars - Michael Malarkey
Tabii bütün hayatım böyle geçmiyor. Maalesef ki sadece yazlarım bu şekilde - ki bu yazım da öyle değil, şu anda hala okuldayım. Ama yine de bunları az da olsa yapabiliyorum. Yaşadığım yer öyle ki etrafımızdaki bütün komşularımız belirli yaşın üzerinde. Pek bir arkadaşım yok yani anlayacağınız. Var ama birkaç tane ve denk gelemiyoruz çoğu zaman. Ben de bütün bunlardan ev kuşu oldum diyebiliriz. Evden çıkmak yerine bütün gün evde kalıp o şekilde vakit geçirmeyi tercih ederim diyebilriim. Biliyorum, 60 yaş konuşması yapıyorum. Ama ne yapayım, cidden seviyorum.
Her akşam dışarı çıkıp o kadar para harcamak yerine olduğum yerde kalmayı tercih ediyorum. Dizi izliyim, yazı yazıyım, müzik dinliyim. Hayatım bunlar benim neredeyse. Ama bu dışarı çıkmayı sevmediğim anlamına gelmiyor tabii ki de. Dışarı çıkmayı da seviyorum. Ama kalabalık bir yere gideceksem üst üste gidemem mesela. Fazla gelir. Daraltır beni. Dışarıya çıktığımda da sakin yerlere gitmeyi seviyorum. Evet, bıktınız benden şu anda. Sanki 60 yaşında birisinin blogunu okuyorsunuz gibi hissettiniz değil mi? Biliyorum, bitirdim zaten şu anda. Sonlandırmadan önce size küçük bir şarkı önerisinde de bulunayım. Evde olduğunuz zamanlarda tam açıp dinlemelik:
Scars - Michael Malarkey
Eh şimdilik erken emekliliğin tadını çıkar.Sonra da hızlı yaşar arayı kapatırsın :)
YanıtlaSilAynen bu motto ile yaşıyorum ben de ^-^
SilOkurken çok özendim ne yalan söyleyeyim. Keşke ben de 60 yaş gibi yazacak hayatı yaşayabilsem :))
YanıtlaSilHer yaşamın kendine has bir zevki oluyor, ben de çoğu zaman neden böyle yaşadığımı sorguluyorum
SilGreat post , I'm following you , please follow me too
YanıtlaSilwww.makeyourfashionchoice.blogspot.com
booooo :)
YanıtlaSilBen altmış yaşın bayağı üstündeyim, kendine haksızlık etme. Ben bile yaşımı umursamıyorum. Sıra dışı birisin sen canım. Hepsi o kadar :) Şimdi gidiyorum. Görüşmek üzere...
YanıtlaSilSeviyorum aslında o şekilde yaşamayı, huzur veriyor bana..
SilMerhaba blogunuzu takibe aldım sizi de bloguma beklerim.
YanıtlaSil