Dürüst Müyüz? #MİM

Eylül 17, 2018
   Bloglar arasında gezinirken bir mim gördüm, şu ana kadar gördüklerimden birazcık farklı. Daha zor, daha gerçekçi. Bu yüzden ben de yapmak istedim. Mim'in sahibi Ece Evren. Mim'in sayfasına da buradan ulaşabilirsiniz.

1. Dürüstçe fikirlerinizi söyleyecek yapıya sahip misiniz? Bu mecrada da öyle miydiniz? Kırılmasın diye geçiştirdiğiniz yorumlar oldu mu? Bazı yorumlar vardır, karakterlerimizden tüyolar verirler. Ben bunlara çok dikkat ederim.

Her zaman kendimiyle yazıyla daha iyi anlatabilen birisi oldum. Günlük yaşantımda birazcık arkaplanda olan biri oldum. Belki de bu yüzden yazıya sığındım. Kendimi sözlü bir şekilde ifade edebileceğime inanmadım da açıkçası hiçbir zaman. Ama yazıda da sözlü bir şekilde de kendi düşüncelerim dışında bir şey söylemedim hiçbir zaman. Kendimle ters düşmek yerine susmayı tercih ettim. Belki bu işin çözümü bu değildir ama 20 yılda ben suskunluktan, bazen konuşmaya ilerledim. 

Bu mecrada açıkçası daha açık sözlüyüm. Dediğim gibi kendimi yazıyla ifade ederken bir zorluk çekmiyorum. Bu da düşüncelerimi kırıcı olmadan, düzeyli bir şekilde aktarabilmeme imkan sağlıyor diye düşünüyorum.

2. Blog tutmaktan sıkıldığınız oluyor mu? Zaman zaman çekilmeler hissediyor ve üzülüyorum. Hani, sevdiğin komşundan uzak kalmışsın gibi... Aynı coşkuyu yakalayamadığımız zamanlar da oluyor. O zaman açıkçası eski hareketliliği özlüyorum. Hele alıştığım bir arkadaşım "şak" diye ilgisini kesince, normal yaşamımdaki kadar üzülüyor, nedenini anlamaya çalışıyorum. Siz sadece soru kısmına odaklanın lütfen...

Blog yazmaya başladığımdan beri beni tanıyanlar ya da bloguma girdiğinde arşiv bölümüne göz gezdirenler azıcık da olsa neler söyleyeceğimi tahmin edebiliyordur. Ama bu sorunun benim için cevabı hiçbir zaman sıkılmak değil. En azından blog tutmaktan sıkılmak değil. Ben genel olarak her şeyden sıkılıyorum zaman zaman. Her şeyi bir kenara bırakıp gidesim geliyor. Bilmiyorum, belki de bu birçok kişinin yaşadığı bir sıkıntıdır. Beni rahatlatan, birçok şeyin üstesinden gelmemi sağlayan yazıyı bile arada bırakıp uzaklaşmak istiyorum. Bu yüzden yazılarım aralıklı. Hiçbir zaman sıkılmadım blog tutmaktan kısacası. Sadece belirli süre her şeye ara vermek rahatlatıyor beni.

3. Yazdıkça rahatlıyor musunuz? Yani yazmak sizin için bir ihtiyaç mı?

Kesinlikle. Yazı benim en büyük kurtarıcım, en büyük rahatlatıcım. Bloga yazmasam bile ayrı yazılarımın küçük bir arşivi var. Denemeler, hikayeler, şiirler. Hatta şimdi de uzun yazılara başladım. İki güzel fikrim var. Devam edebilirsem kitaba dönüştürmeyi bile düşünüyorum. 

Yazı benim için bir ihtiyaç. Benim için sadece anlamı olan şeyler değildir yazı ama. Bazen bakıyorum da iki cümle yazmışım ve bu yetmiş bana. Bazen de sayfalarca yazmama rağmen kendimi durduramıyorum, yetmiyor bana. 

4. Geçiştirmek için yazdığınız oldu mu? Ya da bloğumu ihmal etmeyeyim diye demek daha sıcak bir ifade olur...

Bu sorunun cevabını ikinci soruda verdim aslında. Geçiştirmek için yazmıyorum. Yazamıyorum..

5. Yorumların niteliklerinden memnun musunuz? Yapay olduklarını düşündükleriniz oluyor mu? Burada ferdi bloglarız, hep aynı yere yüklenip, abone gibi sürekli oraya yorum yapmanın altındaki sebep ne olabilir sizce? O kişi; elliye varan yorumlardan memnun olur mu ki?

Düzenli yazı yazmadığım için düzenli veya çok yorum alan bir blog değil benimki açıkçası. İlk kurduğum zamandan beri kendimi anlatmak için yazıyorum ben. Yorum almak tabii ki de çok hoşuma giden bir durum. Sesimi duyurabildiğimi hissettiriyor. Yazılarımın okunduğunu görüyorum ve okuyanların düşünceleri beni çok mutlu ediyor. Aynı da düşünsek farklı da düşünsek kendime bir şeyler katabiliyorum yorumlardan.

6. Bir bloğu nesine göre değerlendirirsiniz? Tema ve blog düzenine mi, yazdıklarına mı? Ya da hepsi mi önemlidir?

Dürüstlüğün ön planda olduğu bu mimde belki de birazcık kendimden utanarak cevap vereceğim bu soruya. Açıkçası ilk gördüğümde beni bir bloga ilk çeken görünümüdür. Ama hiçbir blogun görünüşünü sevmedim diye de okumamazlık etmem. Hepsini okurum elimden geldiğince. Kitabı kapağına göre yargılamamayı tercih ederim. İçeriği, yazdıkları benim için kesinlikle daha önemlidir. Sadece ilgimi daha çabuk çeken kısmıdır tame ve düzen.

7. Antipatik bulduğunuz bloglar var mı? Buna rağmen onlara da yorum yapar mısınız, eleştirel de olsa? Zira buna da ihtiyacımız var...

Yeni başlamış sayılırım ben blog yazarlığına. Birkaç yıl olmuş olmasına rağmen daha dün açmış gibi hissederim her zaman kendimi. Kimseyi de benden aşağıda görmem, göremem. Buna hakkım olduğunu düşünmüyorum. Antipatik bulduğum bir blog yok. Herkes kendini anlatmaya gelmiş buraya.

8. Aramızda olmaktan mutlu musunuz?

Evet, kesinlikle!

9. Zaman zaman ters düştüklerimiz oldu. Bunu uzun sürdürür müsünüz? Yani büyük bir sorunmuş gibi mi algılarsınız?

Sürdürmemeyi isterim. Böyle bir durumla karşılaşmadım ancak bunu büyütmeden bitirebilmeyi isterim.

10. Blog tutmanın sizce yararları nedir?

Birçok yararı vardır belki bilmediğim. Benim için en önemli yararını paylaşmak istiyorum ben. Beni koruyor. Kendimden, etrafımdan, hayattan, zorluklardan. Sığınacak bir yer veriyor bana.


Belki de şu ana kadar cevapladığım en anlamlı mim oldu. Kendimi dinledim, düşündüm, farkına vardım. Hepinizin cevaplarını bekliyorum, okumak için sabırsızlanıyorum :)

10 yorum:

  1. Keyifle okudum.Ortak dusuncelerimiz baya cokmus :)

    YanıtlaSil
  2. Gülümseyerek okudum :) keyifli bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim :) Sizin cevaplarınızı da okumak isterim ^-^

      Sil
  3. heeeey işte sen yaaa, sen eskiden beri evet hep güzel yazdın, bence dergilere yazmalısın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiim, öyle bir isteğim var ama hangi dergi alır ki benii

      Sil
  4. Kızım, beni mazur gör. Ancak gelebildim. Hepinize zaman ayırmak istiyorum. Seni Deep kızımla karıştırdım. Eh yaşım biraz ileri. Kavrama zorluğu çekmiyor değilim. Bloğunun adı Pianist'miş. Üye de oldum.
    Gelelim mim cevaplarına. Gayet samimi yazmışsın. Biliyor musun, ben otuz yaşıma kadar o kadar az konuşurdum ki, ailem bile tepki verirdi bana. Düşüncelerimi söyleyemezdim. Gün geldi, eşim hastalandı. Hastanede o kadar zorluklarla karşılaştım ki, konuşmaya mecbur kaldım. Düşüncelerimi olduğu gibi söylüyordum artık, çekinmiyordum. Yine de yazmayı çok severim. Yazarken çok rahatlıyorum. Seni takibe aldım. Fırsat buldukça yazdıklarını okuyacağım. Mimi yaptığın için teşekkürler. Sevgilerimle kızım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgeldiniiz, hiç sıkıntı değil her zaman beklerim :)
      Çok teşekkür ederim, kendimi doğru ifade etmeye çalışmak beni birazcık zorlasa da başarabildiğimi duymak mutluluk verici.
      Ben teşekkür ederim böyle bir mim hazırladığınız için, gerçekten beni çok düşündürttü ve fark etmediğim şeyleri fark etmemi sağladı :)

      Sil
  5. Güzel anlatmışsın düşündüklerini, sen daha çok yazmalısın ki biz de daha çok okuyalım güzel yazılarını.

    YanıtlaSil
  6. Merhaba sizi yeni keşif ettim.Blogunuzu sevdim takip ve izlemeye aldım.Bana da beklerim.
    (tariflimutfak/sibelinyemekleri)Mutlu yıllar dilerim.

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.