Sevgililer Günü Görünümlü Ders

   Okul, okul, okul... Siz okumaktan bıktınız ben yazmaktan bıkmadım. Her üç yazımdan birisinin başlangıç konusunun okul olması beni de üzüyor aslında ama yazmadan da edemiyorum. Çünkü aklımda olan sadece o var galiba. Aslında tarihe bakarsak da 14 Şubat bugün. Sevgililer günü. Ama ben ne mi yapıyorum bugün? Biraz önce lab raporumu okulun sitesine yükledim ve yarınki dersim için gerekli olan slaytları düzenlenledim. Ne kadar güzel bir gün değil mi!! Neredeyse sevgilimden daha çok ilgilendiğim derslerim yanımdalar. Yarın 8 saat ard arda dersim var. Neyse ki, liseyi özlemeye başlamıştım. Başka türlü çekemezdim yoksa.

   Okul, okul, okul... Şu üniversite bitene kadar gerçekten aklımda olan tek şey bu olucak galiba. Yani bu tarz yazıları bitirmeme daha iki senem var. Şimdiden söylemek istedim. İnternetteki, bloglardaki üniversite hakkındaki yazılar mı dersiniz, filmlere konu olan o çılgın üniversite partileri mi dersiniz... Aynı benim yazılarım, benim hislerim gibi değiller mi sizce de? Halbuki ne hayallerle gelmiştim buraya. Üniversiteye giriş sınavından sonra rahatlayabileceğim, sürekli arkadaşlarımla oturabileceğim, boş boş gezinsem bile istediğim ortalamayla rahatça mezun olabileceğim bir üniversite hayali ile başlamıştım bu işe. Ama şu anda kendimi yanlış durakta inmiş gibi hissediyorum. En azından bu çalışmaların karşılığını alıyorum ama. Yılmamı önleyen tek şey de bu zaten. Şaka maka seviyorum da üniversiteyi.

   Okul, okul, okul... Sınavlardan şikayet ediliyor en çok aslında. Ama şunu kabullendim ki okul olmasa da sınavlar her zaman bizlerle. Gölgemden çok karşılaşıyorum onlarla. Ben de madem kaçamıyorum bu işten zevk almaya çalışıyorum.