Uzaydan Selamlar

Şubat 08, 2020
   Uzaydan merhaba. Biliyorum çok uzun zaman oldu. Gerçekten öyle. Eğlenmeye, hayatımı yaşamaya daldım da blogu unuttum demek aslında isterdim ancak bunu söylersem gerçekleri TAMAMEN çarptırmış olurum. Özellikle bu aralar daha da kötü.

   Ama başlamadan önce lütfen ama lütfen en alttaki şarkı önerisine gidiniz.
  • Dersler başladı ve her zamanki gibi çok fazlalar.
  • Bilgisayarım bozuldu ve bu dönem neredeyse tüm derslerim bilgisayar üzerinden. Neyse ki başka bir bilgisayar buldum da oradan devam edicem, inş.
  • Uzaklaşıyorum. Kendimden ve etrafımdakilerden. Daha doğrusu uzaklaşmak istiyorum. Bu konuya birazdan gireceğim çünkü bir maddenin kaldırabileceği uzunlukta kesinlikle değil.
   Şöyle bir maddeleyince çok da değilmiş dedim kendi kendime ama yaşarken kesinlikle böyle hissettirmiyor.

   Dersler her seneki klasik problem zaten. Her öğrencinin anasınıfından, üniversite son sınıfa kadar yaşadığı bir çile. Üzerinde durmak anlamsız gibi gelse de daha çok üzerine düşüp bununla başa çıkmanın yolunu bulmalıyım.

   Bilgisayarım bozuldu, evet... Eşyalarım arasında belki de en çok önem verdiğim bilgisayarım 4 gün içerisinde bozuldu. Ne olduğunu anlayamadan bilgisayar hard disk hatası vermeye başladı ve artık açılmıyor. Onun işi daha uzun yani, teknik servise gitmesi, orada belirli günler geçirmesi ve geri dönmesi derken bu dönemin yarısına kadar bana ulaşacağını sanmıyorum. Ve bütün bunlara inat olarak da bu dönem aldığım 6 dersten 4 tanesi bilgisayar üzerine. Bilgisayarımıza indirdiğimiz programlar üzerinden ödevleri ve projeleri yapıyoruz. Ve canım okulum da bilgisayarı olmayan ve derse getirmeyen kimsenin geçmesine, en azından iyi bir not ile, izin vermiyor.

   Gelelim son konuya. Hayatımın hiçbir döneminde çözemediğim ve çok da kolay bir şekilde çözemeyeceğim olaya. Uzaklaşmak. Kendimi uzaklaştırmak istiyorum herkesten, her şeyden, kendimden bile. Arada bir nefes alıp olan bitene dışarıdan bakmak istiyorum. Ve tahmin edersiniz ki bu o kadar da kolay bir şey değil. bu arayı verebilecek ne zamanım var, ne de yerim. Belirli aralıklarla bu duruma da çözüm buluyorum denebilir ama bu çözümlerin yüzde doksanı alkol içerdiği için uzun soluklu olamıyorlar maalesef. İlginç bir şekilde bu tarz zamanlarda etrafıma daha objektif bir şekilde bakabiliyorum. Daha doğrusu bakabiliyormuşum. Denendi, onaylandı. Yakın dediğiniz kişilerin sizleri ne halde, nasıl bırakabileceklerini, uzaklaştığınızı sandığınız kişilerin sizi yakınlarınızdan daha çok önemsediği, hatta belki de daha çok sevdiğini, çok sevdiğiniz birisinden uzaklaşmanın sizin için anlamını,... Durmuyor beyniniz asla. Sonuna kadar çalışıyor. Size düşünecek en ufak bir nokta bırakmayana kadar. Evet bu durum yorucu, yıpratıcı. Ama ertesi gün birçok şeyi tekrardan keşfetme fırsatı veriyor bu durum size. Etrafınıza farklı bir şekilde bakabiliyorsunuz. Bir çeşit meditasyon gibi düşünün.

   Bu blogu kurmamın başlıca sebebi olan bu uzaklaşmayı bu yazı ile çözemeyeceğimize göre, ne büyük şok ama değil mi, bu yazıyı sizi daha da fazla bıktırmadan sonlandırmak isterim. Eski günlerin hatrına ve yeniden bir alışkanlık olması adına bu yazıyı okurken dinlemeniz için küçük bir şarkı önerisi bırakıyorum aşağıya. Hepinizin bildiğini düşündüğüm bir şarkı, umarım yazıyı okurken, bana yaşattığı duyguları size de yaşatır. Çok öpüyorum...

M.F.Ö. - Hep Yaşın 19







2 yorum:

  1. Derslere takılma sadece süreç hepsi bittipinde okul zamanlarının kaygısızlıpı kalıyor insanın zihninde o sebeple tavsiyem süreçten keyif al mümkün olduğunca eğlen gez ve arkadaşlarınla vakit geçir, ama olgunlaşmamış karakterleri süz 🤗

    YanıtlaSil
  2. O zaman senin için bir şarkı : Benim Hala Umudum Var :))

    YanıtlaSil

Blogger tarafından desteklenmektedir.