Kapı

Aralık 14, 2020

Uzun süredir yazmamanın verdiği o negatif enerjiyi üzerimden atmamı sağlayan bir etkinlik buldum: Kelime Oyunu. Yazdığımız hikayenin içinde geçmesi gereken 5 kelime var. Bu haftanın kelimeleri Kırmızı, İrlanda, Tutku, Kitap ve Viski olarak belirlenmiş. Umarım beğenirsiniz...


Okumaya başlamadan önce sizden istediğim bir şey var. Bu linkte bir video var. Bu müzik eşliğinde hikayeyi okursanız daha anlamlı olabileceğini düşünüyorum. İyi okumalar...


   Arka planda yavaşça çalan müzik bir anda onu hayallerinden uyandırdı. Round Midnight çalıyordu. Ah Gerald Albright... Her şeyi unutturabiliyordu ona. Onun yorumuyla bu eşsiz müziği dinlemek... Müziğin o uyumlu tınıları arasında kaybolup gitmesi ne kadar da kolaydı öyle. Etraftaki loş ışık, müzikle birleşip ruhunu adeta bir bebek gibi sarıp sarmalamış, ona çok iyi bakıyordu. Bir anda unutmuştu nerede olduğunu. Dünya'nın neresindeydi bilmiyordu. Dün akşam izlediği oyundan etkilenmiş olacaktı da kendini bir anda İrlanda'da hayal etti. Bernard Shaw ona yazdığı oyunları anlatıyordu, etrafı gösteriyordu. Bütün dünyası birbirine girmiş gibiydi. Büyük ustanın anlattıklarına mı odaklansa yoksa camdan bakınca gördüğü o muhteşem manzaraya mı dalıp gitse bilemiyordu. 


   Tekrar kendine geldi. Yanı başında duran kırmızı abajur ateşi ile ortamı ısıtıyordu sanki. Arka plandaki müzik değişmemişti. Ama sanki o hayallere dalalı saatler olmuştu. Başıyla garsona işaret etti ve elini gösterdi. Ağzında bıraktığı baharatlı, kuru tadı düşünürken viskisinin bittiğini fark etmişti. İçinde bulunduğu ortam bardağının dolu olmasını gerektiriyor gibi bir hava yayıyordu. Rye viskisini içerken tekrar hallere daldı. Bu sefer daha farklıydı ama hayalleri. Ortada ne bir yazar ne de başka bir dünya vardı. Bu sefer tek başınaydı. Kocaman bir odada. Tutkuların gerçeğe, hayallerin hayata dönüştüğü bir yerdi burası sanki. Sol tarafındaki duvar tamamen kitaplarla doluydu. Yavaşça elledi hepsini, gözlerini kapatıp hikayelerini anlamaya çalıştı. İçinde bulunduğu dünya ona az gelmeye başlamıştı. Kitaplardaki hikayeleri hissettikçe, teker teker her birine şahit oldukça, içinde hissettiği boşluk daha da artmıştı. Dayanma gücünü yavaşça kaybettiğini anladı. Önce içinde bulunduğu o muhteşem odadan çıktı. Daha sonra gözlerini açtı ve koltuğuna geri döndü. Etrafına baktı, sonra da eline. Dolmuştu bardağı ve o, bunu fark etmemişti bile. Bir yudumda elindekini bitirdi. Viskinin boğazından geçişi ne kadar hızlıysa o da o kadar yavaş bir şekilde ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Sanki bütün dünya uyum içerisindeydi o an. Müzik onun için çalıyordu, vücudu viskiyle beraber ısınmış, o yürüdükçe canlanıyordu. Ama biliyordu, bunlar da bitecekti. Müziğin sonu gelmişti ve onun gitmesi gerekiyordu. Bir adım, diğer adım, ve bir diğer adım daha. Kapıya ulaşmıştı. Kocaman ahşap bir kapı. El yapımı olduğu her halinden belliydi. Oymaları özenle işlenmiş, sanki tahtaya değil de pamuğa dokunur gibi yumuşatılmıştı. Elini kapı koluna götürdü. Buraya daha önce giren ruhları hissetti. Daha önce neler yaşadıklarını, neden buraya geldiklerini. Bütün herkes gibi onun da bir sebebi vardı tabii ki de. Ama onu düşünmek yerine kendini burada müziğin kollarına atmıştı. Ve başarmıştı. Bu kapıdan artık düşünmeden çıkabilecekti. Kapı koluna bastırıp kapıyı yavaşça açtı. Dışarıdan gelen soğuk hava yardımıyla birkaç kar tanesi suratına değdi ve vücuduna hafif bir titreme geldi. Dışarı adımını attı. Artık gerçek hayata geçebilirdi. Arkasından kapıyı kapattı ve müzik sona erdi.



13 yorum:

  1. heey heyoooo gelcem yineeee okumayaa, şimdi koyayım yorumlara linkinii, iyisin de mii, okul iyi miiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyiyim iyiyiim, okuldan vakit bulduğum an kaçıp buralara geliyorum :)

      Sil
  2. daha sonra da katıl istediğin zamaan :) daha sonraa sen de beş kelime seçebilirsiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla çok beğendim etkinliği, hep katılmayı düşünüyorum :)

      Sil
  3. iyi olmana sevindim, bak bu hafta da "kendi dünyasında" arkadaşımız seçti kelimeleri, o yazımın yorumlarında var linklerde diğer yazan arkadaşlar daa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gördüm evet, onları da okumaya başlayacağım mutlaka!

      Sil
    2. temams çarşambaya kendi dünyasında arkadaşımızın kelimeleri ile yazcaz işte, öyle öyle devam etceek :)

      Sil
  4. başlangıcı da bitişi de çok iyiydi betimlemelerle çevreyi yansıtman çok güzel olmuş araya da duygusal durumu serpiştirmişsin harika olmuş özellikle kapı kolundaki detayı ve kar tanelerini sevdim ahşabın pamuk gibi yumuşatılmış olması da güzel bir betimlemeydi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beğendiğine çok sevindim, yorumun için teşekkürler :)

      Sil
    2. Bu bloga bir şeyler oluyor. Bir yığın şey yazdım, silindi birden. Baştan alayım:)
      Hoş geldiniz öncelikle. Size Deep'ten geliyorum. Hayır o siz değilsiniz bizim sevgili DeepTone. Ama karışacak şimdi bu deep'ler, hay Allah. Öykünüzü beğendim:) Bir de takip butonunuzu göremedim. Eklerseniz yazı yazdığınızda okuma listeme düşecektir:)

      Sil
    3. Siz de hoşgeldiniiz. Beğendiğinize çok sevindim :) Takipçi butonunu ekledim, her zaman beklerim. Daha kolay haber almak için mail adresiniz ile yazdıklarıma da kayıt olabilirsiniz :)

      Sil
  5. heey round midnight filmi de çokzel bir jazz filmi aklında olsun, allbright versiyonu pekiii iyimiş, valla irlanda da barda hissettirdin yani bizi, kış ayları, viski filan, ne güzeldiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa bilmiyordum, listeme ekledim filmi.
      Valla ben de çok özlemişim kış aylarını, şimdikiler hep sıcak, sonbahar gibi geçiyor. Beğenmene çok sevindim :)

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.