Kar Tanesi
Aşağıya,
düştüğüm yere baktım. Her
yer bembeyazdı. Bembeyaz, saflığın ortasında, onu kirletmeye çalışan lekeler misali ortada koşuşturan
insanları gördüm. Hiçbiri rahat değildi. Mutlu değildi. Her zaman bir telaş içindeydiler. Kendilerine bunu söyleyemiyorlardı belki ama bütün bu koşuşturmalara rağmen hiçbiri mutlu değildi. Benim gibilerdi onlarda. Belki de bir topluluk içinde oldukları için mutluydular. Göze
batmadıkları, yalnız kalmadıkları için. Ama aynı zamanda o topluluğun arasından asla
sivrilemeyeceklerini, kendi potansiyellerini belki de hiçbir zaman gösteremeyecekleri için
mutsuzlardı. Özel, değerli
hissetmiyorlardı. Başkaları için
onlar sadece bir bütünden ibaretti. Kendilerini anlayacak
kimsenin olmadığını düşünüyorlardı. Ya da anlamak isteyecek. Belki hayatı yavaş ve anlamlı
yaşamayı öğrenseler bunların hiçbiri olmayacaktı. Ben yapamam. Biliyorum, çünkü denedim daha önce.
Benim hareketlerimi daha yavaş yapmamın sadece beni etkilemediğini fark ettiğim
zaman vazgeçtim denemelerimden.
Ama onlar yapabilir. Hayatlarındaki bütün hızlandırıcı
etkileri çıkartıp onların
yerine kendilerine zevk veren, bu hayata bir amaç katan şeyler koyabilirler. Zorlandıkları, istemeden yaptıkları hiçbir şey yok ki. Her şey istedikleri gibi
aslında. Ama asıl olay burda bunu anlamakta aslında. Yaşamın içindeyken, kendini onun hızına kaptırmışken
yaşamdan kopmak zor geliyor insana. Bütün o yoğunluk sana
o ana mahsus olmak üzere
yaşadığını hissettiriyor. Mutluluk veriyor sana. Aslında sen verdiğini düşünüyorsun. Her ne
kadar mutsuz olsan da o anda bir şeylerle meşgul olduğun için, başkaları tarafından hoş karşılanacak
şeyler yaptığın için mutlu
olmaya çalışıyorsun. Çünkü bunu yapmak zorunda hissediyorsun kendini. Ama zaman geçtikçe bunların ne kadar fani, ne kadar boş hayaller olduğunu anlıyorsun.
Kendi gerçekliğini bu yaptığın
için kendine küfretmeye başlıyorsun. Bütün bunların sorumlusunun kendin olmadığına ikna ediyorsun ve
sonrasında sorumlusunu arıyorsun. Ve asla bulamıyorsun. Çünkü biliyorsun ki o sensin. Ama kendi kendini bilerek, isteyerek bu
boşluğa atmış olduğun gerçeğini
kabullenmek istemiyorsun. Bundan dolayı sorgulamaya başlıyorsun artık hayatının
gerçek amacını. Sonra hayatının
amacının kalıcılık olduğuna inanıyorsun ve yaptığın her şeyin onun uğruna
olmasını istiyorsun. Küçük bir
kar tanesi gibi hiçbir şeyi
etkilemeden bu hayattan gitmek istemiyorsun. Aynı benim gibi. Benim de bu
hayattan başka şeyler yapıp gitmek istemem gibi. Hayat amacımın bu buz gibi
havada, bulutların arasından sallanarak inerken aşağıdaki koskoca kar yığınına
eklenerek kar yoğunluğunu arttırmak olduğunu bir türlü kabullenemem
gibi. Yapamıyorum, olmuyor. Hayata sadece çocukları ya da yetişkinleri ya da daha nicelerini sevindirmek ya da
onlardan küfür yemek sebebiyle gelmediğime kendimi
inandırmaya çabalıyorum.
Aralarından sıyrılmak istiyorum. Başkalarının beni fark etmesini ve bu hayatta ölümsüzleştirilmek
istediğimi fark ediyorum. Ama yapabileceğim bir şey olmadığının bilincinde
olduğumdan çok da yüklenmiyorum kendime. Herkesin kendi hayat
amacını seçebilecek kadar
şanslı olmadığını hatırlatıp duruyorum. Belki de bu hayatta sadece ben
değilimdir diyorum kendi kendime, hayat amacını sorgulayan. Ondan mutsuz olan
birçok kişi olması için dua ediyorum. Ve bir süre sonra onlardan ne kadar çok olduğunu anlıyorum. Yolun sonuna
geliyorum artık. Gerçekten
hayatım boyunca hayat amacımı sorgulamış olduğumu fark ediyorum. Belki bana
somut olarak hiçbir şey
kazandırmadı. Ama kişiliğime ya da psikolojime kazandırdığı birçok şey oldu. Belki de sırf bu yüzden kendime minnettar olmayım. Hayatımın
sonunda da olsa şunu anlamama yardımcı olduğum için:
Herkes bu hayatta eşit şartlar altında doğmamıştır. Kimse de eşit
şartlar altında ölmeyecektir. İsyankar tavırların bu konu
hakkında yapabileceği hiçbir şey yok. Yapılabilecek tek şey hayatın
sana gösterdiği olumlu bölümü yaşamak.
Yaşamına zevk katmak için elinden gelen her fırsatı
değerlendirmek. Çünkü bu küçük fırsatlar birikir birikir ve günün birinde belki de senin hayat amacın olarak kucağına geri döner..
- Sadece yazı yetmez, fotoğraf da görmek istiyorum diyorsanız tumblr hesabıma da beklerim...
Şarkı önerileri:
Hiç yorum yok: