Mektup Arkadaşı #1

Sevgili arkadaşım,

Bugün ilk mektuplaşmamızın ikinci senesi. Bu iki sene boyunca her şeylerimizi paylaştık birbirimizle. Beraber güldük, beraber ağladık -en azından birimiz mektubu yazarken diğeri okurken-. Birbirimizin içini sanki kendimizinmiş gibi biliyoruz. En başta yargılanma korkusuyla birbirimizden sakladığımız olayları, hisleri paylaştık. Bunların bazıları bizi iyi, bazıları  ise kötü yönde etkiledi. İki yıl boyunca her hafta konuşamadık tabii ki de. Bazen ben kırıldım yazmadım, bazen de sen. Ama bütün bunları yaşarken birbirimiz hakkında bilmediğimiz tek bir şey kaldı. İsimlerimiz. Sana arkadaşım diye hitap etmeye o kadar alışmışım ki bunun eksikliğini hissetmedim. Senin içini biliyorum, hissettiklerini, duygularını. Ama ismini ya da öyle klasik tanışma bilgilerini bilmediğim için kalıplayamadım. Seni ne zaman iyi tanıdığımı düşünsem klasik bilgilerini bilemediğim için kendi içimde de bir yere oturtamadım. Somut değildin benim için o yüzden. Her zaman yanımda ama sadece ihtiyacım olduğunda ortaya çıkandın benim için. Ne bir fotoğrafını gördüm ne de sesini duydum. Sadece kalemin sayesinde tanıdım seni. Bu da daha özel kılıyor benim gözümde.

İkinci yıl olarak bu kadar konuşma yeter değil mi? Bir önceki mektubunda senin için özel olan birisinden bahsetmiştin. Seni ne kadar mutlu ettiğini, senin için neler yapabileceğini. Ama yine de aklında bazı sorular, endişelerin vardı. Onu çok merak ettiğim için hemen cevap verdim. Umarım aklındaki soruları çözüme kavuşturabilmişsindir. Çünkü aklında sorular kalarak bu işe kalkışman ikinize de zarar verir. Ve bir süre sonra o sorular senin içinde kalamaz. Dışa yansıtmaya başlarsın ve bunu yaparken karşındakinin canını yakarsın. Fiziksel olmasa da ruhani bir şekilde. Ki bence ruhani yaraların iyileşmesi çok daha zor oluyor. Çok da uzatmak istemiyorum aslında. O yüzden kısaca şunu söyleyeyim, aklında herhangi bir soru varken sakın kimseyle bir yola çıkma. Sorunlarla başa çıkınca gelen acıyla başkasını yaralamandan gelen acı çok farklı. Başkasını iyileştiremiyorsun. Ne yaparsan yap, sana olan güvenini kaybettiği için senin onu iyileştireceğine inanmıyor. Belki de yapamazsın da zaten ama bunu beraber denemek istersin biliyorum. Ama bir süre sonra çocuk oyuncağına dönünce iki taraf da bitiyor. Beraber olsanız da olmasanız da ya da  konuşsanız ya da konuşmasanız da acı çekiyorsunuz. Ve bu konuda yapılabilecek hiçbir şey olmuyor. Sadece zamanla bunun geçmesini umut ediyorsun.

Konudan çok saptım değil mi? Ama olsun arada böyle aklını boşaltmak iyi geliyor. Ama yine de seni çok sıkmadan bu mektubu bitirmek istiyorum. Özel kişiyle aranızda olup biten her şeyi çok merak ediyorum. Umarım ikiniz için de her şey çok güzel olur. Aklındaki tüm soruları çözüp ona kavuşursun.

Kendine iyi bak!
Diğer mektubu da çabucak yaz..

5 yorum:

  1. Çok güzel dile getirmişin yüreğinde kileri Umuyorum arkadaşın bunları okuyordur. Harika paylaşım olmuş ....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de okumasını umuyorum, zaten umut etmekten başka bir şey de yapamıyorum

      Sil
    2. Gözden Irak olsa da insan gönülden ırak olmaz böyle düşün Böyle olsun...

      Sil
    3. Gönülden ırak olmaması bana asıl acıyı veren zaten

      Sil
    4. Hımmmmm Acıyla yorulmak Güzel tarafı yokmudur sence????Tüm cümleleri atarsak acı harici olsun lütfen söylemlerin....

      Sil

Blogger tarafından desteklenmektedir.